Evet. Hayati riski yüksektir. Özellikle sirozlu karaciğerde görülmesi yaşamsal riskini daha da artırır. Erkeklerde 4-8 kat fazla görülür.Hepatit B,hepatit C enfeksiyonlar ve karaciğer yağlanması (NASH),en sık görülen siroz nedenleri olarak hepatoma gelişiminde de rol oynar.
Sağ kaburga altında kitle veya ağrı, sarılık, kilo kaybı, bulantı hissi, iştahsızlık.
Evet. Siroz olduğu bilinen ya da sirozun gelişiminin risk faktörlerine sahip hastalarda,düzenli olarak kanda AFP düzeyine bakıp, ultrasonla da karaciğeri değerlendirerek kanserin erken bir evrede yakalanması mümkündür. Şüpheli görülen lezyonlar ileri görüntüleme ile değerlendirilir. Dinamik BT veya MR’da "arteriyel fazda hipervasküler, venöz ya da geç fazda hızlı boşalan (washout) kitle" bulunması HCC için tipiktir. Bu kitlelerde tanı için ayrıca biyopsi gerekmez.
Hepatomanın (HCC) tedavisindeki en etkin yöntem, kitlenin cerrahi olarak çıkarılmasıdır. Ancak, sirozlu bir hastada, sirozun derecesine göre karaciğer rezervi az ya da çok düşmüş olur. Bu da hastaya yetecek kadar karaciğer kalıp kalmayacağının bilinmesini önemli hale getirir. Örneğin, normal bir karaciğerin %75’i alınsa da sorun olmazken, sirozlu bir karaciğerin %25’inin alınması hayati risk oluşturabilmektedir. Hastada karaciğer rezervi görüntüleme ve laboratuvar tetkikleri ile hesaplanır buna göre tedavi planlaması yapılır.
Hepatomada tedavi seçenekleri göreceli olarak çoktur. Kanser ya da kanserli lezyonların sayısına, boyutuna, ana damarlarla olan ilişkisine, vücuttaki yayılımına, biyolojik davranış şekline, sirozun nedeni ve derecesine, hastanın genel durumuna ve performansına bağlı olarak en uygun tedavi ya da tedavi kombinasyonları hastaya önerilir.
Örneğin, HCC karaciğer dışına sıçramamış, geride kalacak karaciğer miktarı ve kalitesi de yeterli ise cerrahi ile kanserin çıkarılması uygundur. Ancak, siroz nedeni ile cerrahi rezeksiyon uygun değilse, organ nakli önerilebilir (karaciğer transplantasyonu).
Rezeksiyona ya da transplantasyona uygun olmayan hastalarda, embolizasyon (TAKE ve TARE) ya da ablasyon (RF-yakma) yöntemlerinden bir ya da birkaçı birlikte uygulanabilir. Bu yöntemler kanseri gerileterek hastanın rezeksiyon ya da transplantasyona uygun hale getirilmesi için de kullanılmaktadır. Buna köprüleme tedavisi denir.
HCC tedavisinde kemoterapinin yeri hemen hiç yoktur. Ancak, güncel çalışmalarda umut verici gelişmeler yaşanmakta, hedefe yönelik ilaçların kullanımı ve etkinliği giderek artmaktadır.
Karaciğerde üretilen safrayı barsaklara taşıyan safra yollarından gelişir. Başlandığı yere göre karaciğer-içi ya da karaciğer-dışı CCC ismini alır. Karaciğer dışı kolanjiosellüler kanserde sarılık sık görülür.
Tedavide cerrahi ön plandadır. Cerrahinin hedefi, geride kanser dokusu bırakmayacak şekilde tümörün çıkarılması ve safra akışının sağlanmasıdır.
Yaygın hastalık saptanan ve cerrahiye uygun bulunmayan hastalarda radyolojik ya da endoskopik yöntemlerle tıkanmış safra kanalı içine plastik ya da metal stent yerleştirilebilir. Böylece, hastanın sarılığı geriler ve genel durumu düzelir.
Transplantasyon, yalnızca Mayo protokolüne göre seçilmiş, çok dar bir hasta grubunda önerilir.